Kalp kırmak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kalp kırmak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Dine hizmet için dahi kalp kırılmaz

 *"Dine hizmet çok sevaptır; ama bir kimsenin kalbini kırsalar, bütün sevaplar uçar gider."

(Hüseyn Hilmi Işık Efendi rahmetullahi aleyh)

[Hatıralar,1.cild,sf:438]

MÜ'MİNİN KALBİNİ KIRMAYI MEN ETMEKTEDİR (2013)

MÜ'MİNİN KALBİNİ KIRMAYI MEN ETMEKTEDİR (2013)

_*İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:_*
Kalb, Allahü teâlânın komşusudur. Allahü teâlâya kalbin yakın olduğu kadar hiçbir şey yakın değildir. Çünkü, asi olan komşuyu da korumak lazımdır. Sakınınız, sakınınız, kalb kırmaktan pek sakınınız! 
_*Allahü teâlâyı en ziyade inciten küfürden sonra, kalb kırmak gibi büyük günah yoktur._*

Kalb kırmaktan sakınmalıdır

 Müminin kurtulmasının en kestirme yolu, müminin duasını almaktır. Müminin duası, Allahü teâlânın rızasına kavuşmaya sebep olan en kestirme yoldur. Allah korusun, ya bedduası? İster kâfir olsun, ister mümin olsun, ister münafık olsun, ister fâsık olsun, kim olursa olsun, kalb kırmamalıdır. Küfürden sonra en büyük günah, kalb kırmaktır. Kâbe’yi yıkmaktan daha büyük günahtır. İyilik etmek çok iyidir; ama farz değildir. Kötülük etmemekse farzdır. Hiç kimseye kötülük etmemelidir. İyilik eden iyilik bulur. Kötülük eden, o kötülükte boğulur.


Mümin; elinden ve dilinden emin olunan kimsedir. Mümin kötülük edemez; çünkü bu, müminin tarifine sığmaz.


Bir duanın kabul olma ihtimali çok zordur; çünkü birçok şartları vardır. Mesela:

1- Duaya, Euzü Besmeleyle, Allahü teâlâya hamd-ü sena ve Resulüne salât-ü selamla ve İsm-i a’zam olarak bildirilen duaları okuyarak başlamalı ve salevat-ı şerifeyle bitirmeli.

2- Farzları yapıp haramlardan, bid’atlerden sakınmalı, helal yiyip içmeli.

3- Acele etmeden, kabul olana kadar yalvararak dua etmeli. Gafletten uzak, şuurla dua etmeli. Hadis-i şerifte, (Gafletle edilen dua kabul olmaz) buyuruldu.

4- Cuma günü ve seher vakti gibi kıymetli vakitleri gözetmeli.

5- Hastalıkta, aile ve vatandan uzak, garip kalındığı zaman, yağmur yağarken, oruçluyken gibi, duanın kabul olacağı halleri gözetmeli.


Mazlumun bedduasının kabul olması için hiçbir şart yoktur. Anında kabul olabilir. Onun için hiç kimseyle cedelleşmemeli, zalim duruma düşmemeli. Edilen beddua, öyle bir saate denk gelir, öyle bir perde açılır ki, o anda insanın yedi sülalesine tesir edebilir.


Müminin yüzüne Allah rızası için bakanın, günahları affolur. Kimin ne olduğu belli olmaz. Büyüklerin, (Her geleni Hızır, her geceni Kadir bil) sözü meşhurdur. Buna uygun hareket etmeli, kimsenin kalbini kırmamalı, her müminin duasını almaya çalışmalıdır.


Allahü teâlânın bize nasıl muamele etmesini istiyorsak, biz de onun kullarına öyle muamele edelim.


Mal mülk, her zaman veya herkese hayır getirmez. Allah muhafaza etsin, çok nimet sahibinin malı, parası doktora, ilaca gider. Yani o malının hayrını göremez. Her zaman hayırlısını istemeli. Mal mülk sahibi olabilir insan; fakat Allah demeye vakit bulamazsa neye yarar?


İmam-ı Gazali hazretleri, (Bir insana yapılacak en büyük beddua şu üç şeydir: Ya Rabbi, buna çok ömür ver, çok sıhhat ve çok para ver) buyuruyor; çünkü herkesin peşinden koştuğu bu nimetler, o kimsenin Allah demesini zorlaştırır. Onun için, eğer bazı sıkıntılar varsa, isyan etmemeli. İlaç hep tatlı olmaz. Allah eksikliğini göstermesin bunların, hepsi bize Allahü teâlânın birer şefkati ve merhametidir. Bunlar acıyla kaplanmış baldır, şifalı ilaçtır. Dünya ise, dışı tatlı kaplanmış, içi zehir olan bir şeydir. Onun tadına kapılanlar, onun tadına vurulanlar, felakete giderler. Ahirete sahip olanlar ise, acı şekeri, acı ilacı yerler; Allah’a şükrederler ve bu acılar ona şifa olur.

Kalp kırmak

“Küfürden sonra en büyük cürüm, kalb kırmaktır.”

(İmâm-ı Rabbânî)

“Kaddesallahu teâlâ sirrehu ve azizuhu”

Kalb kırmaktan sakınınız

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:

Kalb, Allahü teâlânın komşusudur. Allahü teâlâya kalbin yakın olduğu kadar hiçbir şey yakın değildir. Mümin olsun, asi olsun, hiçbir insanın kalbini incitmemelidir. Çünkü, asi olan komşuyu da korumak lazımdır. Sakınınız, sakınınız, kalb kırmaktan pek sakınınız! Allahü teâlâyı en ziyade inciten küfürden sonra, kalb kırmak gibi büyük günah yoktur. Çünkü, Allahü teâlâya ulaşan şeylerin en yakın olanı kalbdir. İnsanların hepsi, Allahü teâlânın köleleridir. Herhangi bir kimsenin kölesi dövülür, incitilirse, onun efendisi elbette gücenir. Her şeyin biricik Maliki, sahibi olan efendinin şanını, büyüklüğünü düşünmelidir. Onun mahlukları, ancak izin verdiği, emir eylediği kadar kullanılabilir. İzni ile kullanmak, onları incitmek olmaz. Hatta, onun emrini yapmak olur. (C.3, m.45)