Sevgili Peygamberimiz "aleyhissalatü vesselam" buyurdular ki;
*Kim geçim darlığından şikâyet ederek sabahlarsa, sanki Rabbini şikâyet etmiş olur.* (Hâlbuki sıkıntılar ve dilekler, yalnızca Allahü teâlâya arz olunur. Şikâyetler O’na yapılır. Bu da duâdan sayılır. Fakat, insanlara yapılan şikâyet, Allahü teâlânın taksiminden râzı olmadığına alâmettir.) *Kim dünyâ işleri için üzüntülü olarak sabahlarsa, Allahü teâlâya kızarak sabahlamış olur.* (Ya’nî dünyâ işlerine üzülen kimse, Allahü teâlâya kızar. Çünkü böyle kimse, Allahü teâlânın kazasından râzı değildir. O’ndan gelen belâ ve musibete sabredici değildir. Hâlbuki dünyâda olan herşey, Allahü teâlânın kazası ve kaderi iledir.) *Kim bir zengine zenginliğinden dolayı tevâzu gösterirse, dîninin üçtebiri gider.* (Dinde insanlara malı için değil de, ilmi ve salâhı için hürmet etmek mu’teberdir. Mala kıymet veren, ilmi ve salâhı küçültmüş olur.
*İbn-i Hacer-i Askalani Hazretleri*