Seyyid Ebül Vefa hazretleri “rahmetullahi aleyh”, bir köye uğramıştı.
Köylülerden biri yanına gelerek;
- Efendim, bu köyde âlim bir zat var, herkes onu çok sever ve saygı duyarlar, dedi.
Ve ekledi:
- O benim babamdır ve çok hastadır şu anda. Ayağa kalkamıyor. Bir ziyaret etseniz kendisini.
Büyük Veli kabul edip vardı hastanın yanına.
Biraz konuşunca, bozuk bir itikada saplanmış olduğunu anladı.
Sordu kendisine:
- Şifa bulursan, bu bozuk itikattan dönecek misin?
- Evet döneceğim.
Namaz kılıp, dua etti
Ebül Vefa hazretleri “rahmetullahi aleyh” memnun oldu.
Kalktı ve iki rekat namaz kılıp şifa bulması için dua etti.
Sonra da ihtiyarın kolundan tutarak;
- Haydi, Allah’ın izniyle ayağa kalk! buyurdu.
Hiç hastalığı yokmuş gibi ayağa fırladı yaşlı adam.
Sapsağlam olmuştu.
Hazret-i Ebül Vefa;
- Az önceki sözünde durmazsan, bu hastalık tekrar gelir sana, haberin olsun, buyurdu.
Ve ayrıldı o evden.
Aradan birkaç sene geçti.
Yine aynı köyden gelip çağırdılar bu büyük Veli’yi.
Zira adam sözünde durmamıştı.
Ve tekrar yakalanmıştı aynı hastalığa.
Ancak Ebül Vefa hazretleri “rahmetullahi aleyh” gitmedi bu defa.
- Ben ona söylemiştim, buyurdu. Demek ki, o kendi zararına razı olmuş. Böyleleri merhamete lâyık değildir.
Ve ekledi:
- Veli’nin attığı ok, çıkınca geri dönmez.