Ankaralı Zekeriyyâ Efendi (Bayramzâde) Osmanlı Devletinin yirmi birinci şeyhülislâmıdır. Ankaralı Bayram Efendi’nin oğludur. 920 (m. 1514) senesinde Ankara’da doğdu. İlk tahsilini memleketinde ağabeyi Ya’kûb Efendi’nin yanında tamamladı. Sonra İstanbul’a gelerek, Arabzâde ile Abdülbâkî ve Ma’lûl Emîr Efendi’den ders aldı...
NAHCİVAN SEFERİNE KATILDI
Emîr Efendi, Bayramzâde’yi çok severdi. Beraberinde onu Mısır’a götürdü. Orada, büyük âlim Ali bin Gânim el-Makdîsî’nin derslerine devam ettiler...
İstanbul’a dönüşünden sonra, Bursa’daki Hamza Bey Medresesi’ne müderris olarak ta’yin edilen Zekeriyyâ Efendi, 961 (m. 1554) senesinde Cihân Pâdişâhı Kânûnî Sultan Süleymân Hân’ın mâiyetinde Nahcivân Seferine katıldı. Harb sonrasında ise Bursa’da Kaplıca Medresesi’ne ta’yin edildi.
İlimdeki yüksekliğini kabûl ettiren Bayramzâde’yi zamanının âlimleri çok medhettiler. Önce Edirne’de Üç Şerefeli Câmi Medresesi’ne oradan da İstanbul’a, Sahn-ı semân Medresesi’ne müderris olarak tayin oldu. Daha sonra da Sultan Selim Câmii Medresesi’ne getirildi. Bir sene sonra da Haleb kadılığına ta’yin edildi. Daha sonra da sırasıyla, Bursa ve İstanbul kadılıklarında bulundu. Bu esnada, üçüncü defâ İstanbul’un nüfus ve emlâk sayımını yaptırdı. 989 (m. 1581) senesinde Anadolu kadıaskerliğine terfî ettirildi. Bu vazîfesinde az kalıp, 991 (m. 1583)’de emekliye ayrıldı. Altı sene sonra bir hac dönüşü tekrar me’mûriyet hizmetine alınıp, Rumeli kadıaskerliğine ta’yin edildi. Bu vazîfesine devam ederken, Bostanzâde Mehmed Efendi’nin yerine şeyhülislâm oldu...
RÜYÂSI GERÇEK OLDU...
Bir yıl, iki ay, iki gün şeyhülislâmlık makamında kalan Zekeriyyâ Efendi 1001 (m. 1593) senesi Şevval ayının onsekizinci günü, Sultan Üçüncü Murâd'ın hil’at giydirdiği bir sırada vefât etti. Vefâtından bir gece evvel, Resûlullah’ı rü’yâsında görüp, kendisine; “Ey Zekeriyyâ, yârın sen Sultan ile buluşur ve bir elbise giyersin. Sonra da bizim yanımızda olursun!” buyurdu. Uyandığında hayretler içinde kaldı. Rü’yâsı aynen gerçekleşti. Vefat ederken yanındakilere bu rüyasını anlattı ve ruhunu teslim etti. Sultan Selim Câmii civârında yaptırdığı “Dâr-ül-hadîs”in haziresine defnedildi.