Hazret-i Ömer (radıyallahu teâlâ anh) Efendimiz, Peygamber Efendimiz aleyhissalatü vesselamın kabr-i şerîflerini ziyaret ederler. Efendimiz aleyhissalatü vesselamın kabr-i şerîfi önünde bir bedevinin dua ettiğini görür ve arkasında durup duasını dinlemeye başlar.
“Ya Rabbi! Bu senin Habibin, ben de senin kulunum. Şeytan da senin düşmanın. Eğer beni afv eder isen Habîbin sevinir, kulun kazanır, düşmanın üzülür.
Beni afv etmez isen Habîbin üzülür, düşmanın sevinir, kulun helak olur.
Ya Rabbi! Sen Habîbini üzmekten, düşmanını sevindirmekten, kulunu helak etmekten daha kerîmsin.
Ya Rabbi! Araplar arasında asil insanlar vefat ettiklerinde kabri başında kölesini azat etme âdeti vardır. İşte Alemlerin Efendisi (sallallahu teâlâ aleyhi ve sellem) vefat etti. Kabri başında beni cehennemden âzât et”.
Bu duâya şahid olan Hazret-i Ömer efendimiz avazı çıktığı kadar:
“Ya Rabbi! Bu Bedevi’nin Senden istediğini ben de istiyorum”
diye duâya durur.
Sakalı ıslanıncaya kadar hıçkıra hıçkıra ağlar.
Bedevî dayanamaz:
“Ey Müminlerin Emiri! Sen de mi ağlıyorsun! “
...
Yâ Rabbî!
O bedevînin istediğini istiyoruz. Nihayetsiz kereminden, gadabını aşmış rahmet ve mağfiretinden ümîd ediyoruz.