Buyruldu ki;
"Biz bir bakıma şanslıyız, bir bakıma şanssızız, efendim.
Şanssız olduğumuz taraf; Asr'-ı se'âdetten, tâbiîn, tebe-i tâbiîn zamanlarından, İslâmın parlak olduğu zamanların hepsinden uzak olmamız. Hep bunlar bizim aleyhimize.
Şanslı olduğumuz taraf var. Bütün bunlara rağmen, o büyükleri seviyoruz, onların bütün çalışmalarını haklı, yerinde İslâma hizmet olarak görüyoruz. Bu da elhamdulillah, bu kadar uzun zaman sonra bize nasîb olandır. Bu kadar yıllardan sonra, bu bizim insanlarımıza, nasîb olan bir meziyyettir, efendim. herkeste bu yok."
(Sohbetlerden bir katre)
"Biz bir bakıma şanslıyız, bir bakıma şanssızız, efendim.
Şanssız olduğumuz taraf; Asr'-ı se'âdetten, tâbiîn, tebe-i tâbiîn zamanlarından, İslâmın parlak olduğu zamanların hepsinden uzak olmamız. Hep bunlar bizim aleyhimize.
Şanslı olduğumuz taraf var. Bütün bunlara rağmen, o büyükleri seviyoruz, onların bütün çalışmalarını haklı, yerinde İslâma hizmet olarak görüyoruz. Bu da elhamdulillah, bu kadar uzun zaman sonra bize nasîb olandır. Bu kadar yıllardan sonra, bu bizim insanlarımıza, nasîb olan bir meziyyettir, efendim. herkeste bu yok."
(Sohbetlerden bir katre)