“Müslümanlar İspanyayı, Endülüs Emevi sultanlarının emri altında, en güzel şekilde imar etmiş, medeniyetin en yüksek zirvesine ulaşmışlardı. İlim, sanat, ticaret ve ziraata ve güzel ahlaka çok ehemmiyet verilmişti. İspanya daha önce, Gotlar elinde vahşi bir belde iken, Müslümanların idaresine geçtikten sonra, sanki Cennet bahçeleri gibi olmuştu. Avrupalı ilim adamları ve sanayiciler, İslâmın hakkını hiçbir vakit ödeyemezler. Bunlar, ilelebed Müslümanlara teşekkür etmelidirler. Çünkü, Avrupaya ilim, güzel ahlâk kıvılcımı, ilk defa, Endülüs Müslümanlarından sıçramıştır. Kurûn-ı vüstâ dediğimiz, Ortaçağda, Endülüste ortaya çıkan islâm medeniyeti, Endülüsün dışına taşarak, Avrupaya yayıldı. Endülüsdeki medeniyeti gören kabiliyetli bazı Avrupalılar ortaya çıktı. İslâm âlimlerinin kitaplarını, Avrupa lisanlarına tercüme ettiler. Bunların, tercüme ve telif ederek, neşrettikleri kitaplar sayesinde, Avrupa halkı cehâlet uykusundan uyanmaya başladı”
[Cevâb Veremedi kitabından]