İman ve vesvese etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İman ve vesvese etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

İman ve vesvese

İmam-ı Gazali hazretleri buyurdu ki: 

Her insana musallat olan en az bir şeytan vardır. Şeytanın vereceği vesveselerden korunmaya çalışmalı! Bir hadis-i şerif meali şöyledir:

(Kanın damarlarda dolaştığı gibi, şeytan da, insanın vücudunda dolaşır. Açlıkla [az yemekle, oruç tutmakla] onun yollarını daraltın!) [Buhari]


Şeytanın insanın kalbine vesvese verme yollarından biri de, Allahü teâlânın zatı hakkında düşündürmek, şüpheye düşürmektir. İnsanların en ahmağı, zekâsına en çok güvenendir. İnsanların en akıllısı da, suçu kendinde arayan ve bilmediklerini âlimlere soran kimsedir. İki hadis-i şerif meali:

(Şeytan, "seni kim yarattı" diye vesvese verir. O kişi "Allah yarattı" derse, "Onu kim yarattı" diye vesvese verir. Böyle vesvese gelince, "Ben Allah ve Resulüne iman ettim" desin!) [Buhari]


(Allah’ın yarattığı şeyleri tefekkür edin, ama zatını tefekkür etmeyin.) [Ebu-ş-şeyh]


Vesvese, dua ve zikir ile azalıp yok olur. Bunun için, bilhassa günaha meyledildiği zaman, hemen Allahü teâlâyı anmalı, istigfar, salevat ve dua okuyarak şeytanı uzaklaştırmaya çalışmalı! 


Bilhassa 40 yaşını geçince, tevbeyi hiç ihmal etmemeli. Hadis-i şerifte, (Şeytan, 40 yaşını geçtiği halde, tevbe etmeyen için, "Bu artık kolay iflah olmaz" der) buyuruldu. (İ. Gazali)


Tevbe edip şeytanı çaresiz hâle getirmeye çalışmalı. Bir hadis-i şerif meali: 

(İnsan, yolculukta devesini zayıflatabildiği gibi, mümin de şeytanını zayıflatabilir.) [İ.Ahmed]


Kötü şeyler düşünerek, kötü yerlere giderek, şeytana yardımcı olmamalı! Çünkü hadis-i şerifte, (Uçurum etrafında dolaşan oraya düşebilir) buyuruldu. (Buhari)


Haram işlemeye niyet edip, Allah’tan korktuğu için vazgeçen günaha girmez. Bir hadis-i şerif meali: 

(Kalbe gelen kötü şey söylenmedikçe ve buna uygun hareket edilmedikçe affolur.) [Beyheki]


Kibir, hased gibi şeyler böyle değildir. Çünkü bunlar zaten kalb ile olur. 


İbadetleri yapıp imanıma bir zarar gelir diye korkanın ve günahlarım çoktur, ibadetlerim beni kurtarmaz diye düşünenin imanı kuvvetli demektir. (Bezzaziyye)


İbadetleri yapıp, ilmihal bilgilerini öğrenmeye çalışan kimseye, Allah’ı, ahireti inkâr gibi düşünceler gelmesi, onun imansız olduğunu değil, imanlı olduğunu gösterir. Meyveli ağaç taşlandığı, hırsız mücevher olan eve girmeye çalıştığı gibi, şeytan da imanlı olanlara saldırır. Hadis-i şerifte, böyle vesveselerin imandan olduğu bildirildi, (Vesvese imanın tâ kendisidir) buyuruldu. (Ramuz)


İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: 

Kötü vesveselerin gelmesine sebep imanın kâmil olmasıdır. Çünkü hadis-i şerifte (Böyle vesveseler, imanın olgun olmasındandır) buyuruldu. (1/182)


Böyle vesveseler birçok kimsede olabilir. İmanım gitti diye şüpheye düşmemeli, böyle düşüncelere önem vermemeli. Vesvese, dua ve zikir ile de azalıp yok olur. Bunun için, vesvese gelince, hemen Allahü teâlâyı anmalı, istigfar, salevat ve dua okuyarak şeytanı uzaklaştırmaya çalışmalı! Şeytanın vesvesesinden kurtulmak için, her gün şu duayı da okumalıdır:

(Yâ Allah-ür-rakîb-ül-hafîz-ür-rahîm. Yâ Allah-ül-hayy-ül-halîm-ül’azîm-ür-raûf-ül-kerîm. Yâ Allah-ül-hayy-ül-kayyüm-ül-kâimü alâ külli nefsin bimâ kesebet, hul beynî ve beyne adüvvî!)

Yâdigâr mektûblar 72.mektûb

 Kuleli'den talebeleri Kemal Çoban'a yazılmıştır.

Ve aleyküm selâm kıymetli Kemal

O mübârek yazıların ile tezyin edilmiş olan kıymetli mektûbunuzu bugün Mehmed Gündoğan'ın mektûbu ile aldım, okudum. Din ve dünyâ selâmetinize maddî ve manevî büyük ni'metlere mazhariyyetinize çok memnûn oldum. Cenâb-ı Hakdan bu ni'metlerin artması için âcizâne duâ eyledim.

Aziz kardeşim, Cenâb-ı Hakka ne kadar şükr etsek ve yalvarsak, kavuşduğumuz ni'metlerin hakkını îfâ edemiyeceğiz. Bizi müslimân evlâdı olarak yaratmış, İslam terbiyesi ile büyütmüş, sonra çok sevdiği büyüklerin ismini, kitâblarını zevklerini bize duyurmuş, hidâyet, seâdet yolunu göstermiş, kendine râhatça ibâdet ekmek serbestliğini, kolaylığını da ihsân eylemiş. Bu çok büyük olan ve bilhassa bu zemânda pek az kimselere nasîb olan muazzam ni'metlerin karşısında İblîs-i la'în ne kadar çatlasa yeri vardır.

Lise hayâtınız dahi hayâl oldu. Mâzi nasıl geçti, hâl nasıl geçiyor. İşte bu dünyâ istikballeri de böyle gelip geçecek, hayâl olacak. Hayâle kapılanlar, yalnız ona bağlananlar ne kadar zevallıdır. Evet, dünyâ çok kıymetlidir, fakat sonsuz seâdete vesîle, sebeb olduğu için kıymetlidir. Tarih okuduk, zemânımızı da görüyoruz. İnsanlar ne kadar âciz. Kudret-i ilâhî karşısında ne kadar zaîf, hiçdir. Hiç idik, hiç olacağız. Âcizin, zevallının, Kâdir ve Gâlib karşısında yapacağı her kabahat ve taşkınlık, elbette kendine zarar verir. Aczimizi düşünüp kâinâtın, herşeyin sâhibi Kâdir-i mutlak karşısında teslim olmakdan başka çâremiz yok. Bir insan ne kadar zengin, ne kadar hâkim olursa olsun, yiyeceği, içeceği, kullanacağı şeyler yine mahdud ve azdır ve kısa zemân içindir. Sonra büyük mâlî kudreti, hâkimliği yok olacak, kendisi toprak olup çiğnenecekdir. Cenâb-ı Hak bizlere ebedî hayat, sonsuz seâdet ni'metleri vermiş ve çok az kimselere vermiş. Bugün Amerikalılar, Avrupalılar da peygamberlere, meleklere, kıyâmet gününe, Cennet ve Cehennem'e inanıyor ve ibâdet ediyorlar. Fakat seâdetten mahrumdurlar. O halde biz ne kadar çok bahtiyârız.

Vesveseler, îmânsızlık zan olunan düşünceler ve kuruntular hep îmânın çok olduğuna alâmetdir. Bu kuruntulara hiç ehemmiyet verme. Îmânsız olanlara böyle vesvese gelmez. Hiç üzülme. Cenâb-ı Hak seni yakında kurtarır.