■ *Vücudun rahatı için az yiyip içmeli, ruhun rahatı için ise günah işlememeli.*
*Dünya zevklerine düşkün olmak nefsi beslemektir.* Halbuki *nefse düşmanlıkla* emrolunduk. Çünkü *nefs Allahü teâlânın düşmanıdır.*
Bize; " *nefsinizi besleyin* " diye bir emir yok, *"kalbinizi kuvvetlendirin"* diye emir var.
Nefse düşmanlık; *riyazet ve mücahede* ile olur. *Riyazet; nefsin arzularını yapmamak, mücahede ise nefsin istemediği şeyleri yapmaktır.*
Cereyan *hata* kabul etmez. Allahü teâlâ cereyanı yarattı. Faydaları çok çeşitli, ama elini değeni yakıyor. Kontak yapıyor, evler yanıyor. *Kullanmaya göre* değişiyor.
Su, çok faydaları var ama seller evleri yıkıyor. Yani hem *faydaları* var hem de *zararları*.
Nefs de böyle. *Nefissiz olmaz. Nefs, İslamiyet’e uyarak zaptedilirse ilerleme olur*. Yani *içimizde* olan bu mahluku *iyi tanımalı, İslamiyet ile zaptetmelidir.* Nefs, seni iman etmek, haramlardan kaçmak, farzları yapmaktan alıkoymasın.
Her uzvun, kalbin ve nefsin *lezzet* aldığı şeyler *başkadır*. Nefs *haram* işlemekten *zevk* alır. Çünkü *gıdası* haramlardır.
■ Bir şey için olan *hırs ve gayret*, ona olan *sevginin* neticesidir.
Müminin *kabrinde* yüzünün *kıbleden çevrilmiş* görünmesi, *dünya sevgisi* üzerine ölmesindendir.
■ *Meşhur olmak sevdası* ile yanıp tutuşana, *doğruluk* nasip olmaz.
■ *Üç şey kalbi öldürür:*
● *Çok konuşmak,*
● *Çok uyumak* ve
● *Çok yemek.*
■ Gözü *harama bakmaktan* ve *başkalarının ayıplarını görmekten* korumalıdır!
■ *Eskiden iyilik yaparlardı söylemezlerdi. Sonra hem yapmaya hem de söylemeye başladılar. Şimdi ise yapmıyorlar fakat söylüyorlar.*
■ Salihlerle *beraber* ol! Eğer *ilim sahibi* isen, ilmin onlara *faydalı* olur. *İlim sahibi değilsen, onlardan bir şeyler öğrenirsin.*
Allah’ı *hatırlamayanlarla* beraber olma! *İlim ehli de olsan,* ilmin onlara *faydası olmaz. İlim ehli değilsen, daha çok zarara* girersin.
Eğer Allah onlara *gazap* ederse, sen de *helak* olursun. *İyilerle beraber iken, Allah onlara rahmet ederse, layık olmasan da, sen de o rahmetten faydalanırsın.*
Bir kimse, *salihler gibi* amel işlese; fakat *günahkârlarla* düşüp kalksa, iyi amelleri *boşa* gider, *kıyamette kötülerle beraber* haşrolur.
Bir kimse de, *kötüler gibi* amel işlese; fakat *salihleri sevse, onlarla beraber olsa, günahları iyiliğe çevrilir, iyilerle beraber haşrolur.*
■ Allahü teâlâyı *tanıyan* onu *sever.* Onu *seven* de *dinin emirlerini yapar.* Haramlardan kaçınır.
Bunlara yani *emir ve yasaklarına riayet etmeden "ben Allah’ı tanıyorum, onu seviyorum" demek yanlış olur.*
*Sevmenin* bir tarifi de *itaat etmek* demektir. *Sevginin derecesi, itaatteki sürat ile ölçülür.*
■ En önemli şey, *Ehl-i Sünnet itikadında* olmak, bundan daha önemlisi de inandığı *Ehl-i Sünnet itikadını ilave çıkarma yapmadan* aynen yaymaktır.
■ Herkes *ahiret* yolcusudur. Bir *vasıta* ile gidiliyor. Ancak *yanlış vasıtaya* binen, *istediği yere* değil, *vasıtanın gittiği yere* gider.
*Kâbe’ye* gitmek için *niyet* edip *Paris’e* giden uçağa binen, *niyeti halis olsa da* Kâbe’ye *varamaz*.
■ Allahü teâlâ, *doğruyu arayana hakiki İslamiyet’i nasip edeceğine* söz vermiştir.[Ankebut 69, Şura 13],
*Allah sözünden dönmez*. [Al-i imran 9]
Demek ki *batıl yollardakiler* istemek bir yana *merak* bile etmiyorlar.
■ İtikadı *düzeltmeden* önce *ibadet* etmenin *faydası olmaz.*
*Doğru itikad, ehli sünnet itikadıdır. Doğru itikad 1 rakamı gibidir. İhlaslı ibadetler sağına konan sıfır rakamı gibidir.*
Bir sıfır konunca 10, iki sıfır konunca 100 olur. Sağına ne kadar 0 konursa değeri artar. 1 çekilirse hepsi 0 olur.
*İhlâssız, [riya ile] yapılan ameller de, soldaki sıfır gibi* yani 1 rakamının soluna konan sıfır gibi *değersizdir.*
Ehl-i sünnet itikadı yoksa ibadetlerinin hiç *faydası* olmaz, *soldaki sıfır gibi değersizdir*.
İşte bu kadar *önemli* olduğu için Ubeydullah-i Ahrar hazretleri *"Bütün kerametleri bize verseler, fakat itikadımız düzgün değilse, halimiz haraptır. Eğer bütün çirkinlikleri verseler itikadımız düzgün ise, hiç üzülmeyiz* buyuruyor.
🌹🥀🌷🌹🥀🌷🌹🥀🌷🌹