DELÎL
Allahu te'âlâ hazretleri Kur'ân-ı Azîmü'ş-şân'ında buyurdu;
"Yevme ned’û kulle unâsin bi imâmihim" (İsrâ, 71)
Büyük tefsîr âlimi Kâdı Beydâvî Hazretleri (rahmetullahi te'âlâ aleyh) bu ayet-i kerîmeyi;
"Her ümmeti Peygamberleri ve dinde uydukları imamları ile çağırırız"
şeklinde izah etmişlerdir.
Ve dahi, Ruh-ul beyân ve Tefsîr-i Hüseynî'de bu ayet-i kerîme;
"Herkes mezhebinin imamı ile çağırılır. Mesela 'yâ Şafiî, veya yâ Hanefî' denir"
Seyyid Ahmed Tahtavi hazretleri buyurdular ki;
"Kur'an-ı kerimdeki (Allah’ın ipi)nden maksat, cemaattır. Cemaat da, fıkıh ve ilim sahipleridir. Fıkıh âlimlerinden bir karış ayrılan sapıtır. Sivad-ı a'zam, fıkıh âlimlerinin yoludur. Fıkıh âlimlerinin yolu da, Resulullahın ve Hulefa-i raşidinin yoludur. Bu yoldan ayrılanlar, Cehenneme gider. Fırka-i naciyye, bugün dört mezhepte toplanmıştır. Bu dört mezhep, Hanefi, Maliki, Şafii ve Hanbeli’dir. Bu zamanda bu dört hak mezhepten birine uymayan, bid'at sahibi olup Cehenneme gider"
Çok büyük âlim ve velî İmam-ı Rabbani hazretleri (kaddesallahu te'âlâ sirreh) Mebde ve Me'âd isimli kıymetli eserinde buyurdular ki;
"Mezhepten ayrılmak, ilhaddır"
( İlhad, doğru yoldan ayrılmak demektir)
Büyük âlim Muhammed Hâdimî hazretleri (rahmetullahi te'âlâ aleyh) Berîka nam kıymetli kitabında;
"Dindeki dört delil, müctehid âlimler içindir. Bizim için delil, mezhebimizin bildirdiği hükümdür. Çünkü biz, âyetten ve hadisten hüküm çıkaramayız. Bunun için, mezhebimizin bir hükmü, âyet ve hadise uymuyor gibi görünse de, mezhebimizin hükmüne uyulur. Çünkü nas; ictihad isteyebilir, tevil edilmesi gerekebilir, nesh edilmiş olabilir. Bunları da ancak müctehid anlar. Bunun için tefsir ve hadis değil, âlimlerin kitaplarını okumamız gerekir."
buyurdular.
Hatta, İbni Teymiye’nin talebesi İbni Kayyım bile İlamil Muvakkiin isimli kitabında diyor ki:
"İctihad şartı bulunmayanın, Kur'andan ve hadisten ahkam çıkarması caiz olmaz. Bir mezhebe uyması şarttır. Dört mezhepten başkasına uymak da caiz değildir."