Enver bey etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Enver bey etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Bazen görmemek daha iyidir

 Bir arkadaş hangi kabre gitse, o kabirde yatan kimseyle konuşuyor; bir şeyler soruyor ve cevap oluyormuş. Yani Kalp gözü açılmış. Ben de Hocamız'a anlattım. "Efendim, arkadaşın hâline, şaşırdım kaldım" dedim. Onların cevabı şöyle oldu: "Bu çok özenilecek, çok istenilecek bir hal değil kardeşim. Çünkü bizim dinimiz görmeyi şart koşmamıştır, iman etmeyi şart koşmuştur. Gördüğü için kendisinde ufak bir benlik, ufak bir üstünlük gelir hepsi gider. Bazen görmemek daha iyidir." Buyurdular.

[Hüseyn Hilmi Işık Efendi ile Hatıralar,1.cild,sf:390] 

(Enver Ören "rahmetullahi aleyh" ağabeyin merhum hocamız Hüseyn Hilmi Işık Efendi ile hatıralarından bir kesit)

Enver abi benim mutlak vekilimdir

 *Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*


*Enver âbi* benim mutlak *Vekîlim* dir. O bir şey söyleyince, onu *Ben* söylemiş olurum. Ben öldükden sonra da vekîlimdir. Benim vekîlim bir tâne, o da belli, *Enver âbi*. 


Bir işi *Vekîl* yapınca, o işi *Asıl* yapdı denir. Allahü teâlâ, Enver âbiyi bize yardımcı yaratdı. Sizi de hepinizi, Enver âbi ye yardımcı yaratdı. 


Bülbülsüz kafes nasıl olur? Enver âbisiz *Gazete*, bülbülsüz *Kafese* benzer. 


İnşallah bugün *Bülbül* gelir Amerika’dan. Sıhhatle, selâmetle gelir de, kafesimiz şenlenir. Gazete şenlenir inşâallah. Allahü teâlâ buyuruyor ki: 


*Ben affedeceğim, fakat afv olmayı istiyen afv olur, mağfiret istiyen mağfiret olur. Siz istiğfâr okuyun ki, ben de sizi afv edeyim!* diyor. 


Onun için Allahü teâlâdan *Ümit* kesmek olmaz. Hattâ O’nun mağfiretinden ümit kesmek, *Küfr* olur mâzallah. 


Ne büyük *Ni’met* yâ Rabbî! Elhamdülillah. İslâm âlimlerinin kitapları dünyâya yayılıyor. Arkadaşlar gitmişler Beşiktaş’da bir *Kur’ân kursu* na. 


Kursta, *Bin talebe* varmış. Herbirine kitaplarımızdan birer tâne vermişler. Kitaplarımız *Bin eve* giriyor, ne büyük *Ticâret*, ne büyük *Kazanç*. 


Allahü teâlâ bu hizmetleri kime nasîb etdiyse, gece gündüz *Şükr* etsin kardeşim. Bu kitapları basdıranlar, yükliyenler, yayanlar, götürenler, hepsi *Sevap* kazanıyorlar. 


Şoförleri dahî bu *Hizmet* lere, bu *Sevap* lara dâhil. Ne büyük hizmet yâ Rabbî! 


Hele bu *Fitne* zamânında, bu hizmetleri yapmak, cenâb-ı Hakkın çok büyük bir *Lutf-ü ihsânı* kardeşim. Çok seviniyoruz, çook. 


Öyle ki, *Sevincim* den dünyâyı unutdum. Hiç, dünyâ varmış, yokmuş, hâtırıma gelmedi, o kadar çok *Sevindim*, elhamdülillah. 

● ● ● 

Hastalıklar, Cenâb-ı Hakkın mü’minlere lutfüdür. Âhiretde; *Âh keşke biraz daha hastalık çekseydim de, daha çok ni’mete kavuşsaydım!* diyecekler. 


Cenâb-ı Hak’dan gelen her şey, bize *Şer* gibi gelse de, aslında *Hayr* dır. Yeter ki, biz sebebiyet vermiyelim. 


Kur’ân-ı kerîmde; *Ve mâ zalemehümullah!* buyuruluyor. Yâni Allahü teâlâ kullarına *Zulm* etmez. *Kötülük* yapmaz, *Zarar* vermez. 


*Ve lâkin kânû enfüsehüm yazlimûn!* Ve lâkin onlar, benim emir ve yasaklarıma uymadıkları için, kendi kendilerine *Zulm* ediyorlar.