EDEB-İ SALAVÂT etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
EDEB-İ SALAVÂT etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Peygamber efendimize getirilen salavât kesin olarak kabul edilir

 *Takrîb - ül Usûl*'de der ki : İnsanların bütün amelleri ya kabül edilir , ya tard edilir . Ancak Resûl-i ekreme ( sallallahü teâlâ aleyhi ve sel lem ) salavật okumak böyle değildir . Çünkü Ona salavật , Ona ikrâmen kesin olarak kabûl edilmektedir . Alimler bu hususta ittifak etmişlerdir . 

*“Allahümme salli ve sellim, alâ seyyidina, Muhammed’in ve alâ âli seyyidina Muhammed”*

EDEB-İ SALAVÂT

Şifâ’da (Şifâ kitabında) mezkûrdur ki hazret-i resûlün (sallallahu teala aleyhi ve sellem) ismini zikr eden ya (da) işiden mü’mine vâcibdir ki; o halde (iken) hayatlarındaki (Peygamber Efendimiz aleyhissalatü vesselamın sağlığındaki) meclis-i şerîflerine hâzır olmuş gibi (huzurlarında imiş gibi) hareketten sükût (hareketsiz) hudû’ ve huşû’ üzere (tevazu üzere)  ola. Cemi’i selefin (eshâb-ı kiramı görüp onlara tabi olan müslimanlar)  âdetleri bu idi. Hattâ İmâm-ı Mâlik (rahmetullahi teala aleyh) yanında (Efendimiz aleyhissalatü vesselamın ismi) zikr olundukca benzi sararub beli bükülürdü. Sebebi soruldukda

“Benim gördüklerimi görmüş olaydınız böyle dimezdiniz”dimiş.

(Mir’ât-ı kâinat)