kader bahsi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kader bahsi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

KADERE, HAYR VE ŞERRE İNANMAK

 KADERE, HAYR VE ŞERRE İNANMAK: Îmânın şartlarından biri de kadere ve hayr ve şerrin Allahü teâlâdan geldiğine inanmakdır. Kaderin ma’nâsını türkcede (alın yazısı) diye ifâde ediyoruz. Allahü teâlâ, her kulunun başından geçecek herşeyi evvelden bilir. Kaderi değişdirmek kimsenin elinde değildir. Dilerse gene Allahü teâlâ değişdirir. Kader, Allahü teâlânın bir sırrıdır.

Hayr ve şer Allahü teâlâdan gelir. Çünki, küllî irâde Allahü teâlâdadır. Allahü teâlâ, kullarına da cüz’î irâde vermişdir. İşte, bu cüz’î irâdeyi Allahü teâlânın emr etdiği yolda kullananlar, mükâfâtlanırlar. Fenâ yollarda kullananlar da, cezâlandırılır. İnsanları Cennete veyâ Cehenneme götüren, işte bu cüz’î irâdedir. Bir müslimânın içki içmesi, cüz’î irâdesini Allahü teâlânın emrine muhâlif olarak kullanmasıdır. Başka bir müslimânın içki içmemesi cüz’î irâdenin Allahü teâlânın emrine göre kullanılması demekdir. Bunun gibi bir insanın cüz’î irâdesini iyi veyâ kötü istikâmetde kullanması kendi elindedir.

Kulun, cüz’î irâdesini kötü istikâmetde kullanması ile, Allahü teâlâ, o kula, şer getirir. O hâlde şerri hâzırlayan gene kuldur. Allahü teâlâ, zâlim değildir. Bil’akis Allahü teâlânın merhameti, bir annenin evlâdına olan merhametinden çok üstündür. Bununla berâber, sebebini bilmediğimiz şerrin hikmetini ancak Allahü teâlâ bilir. Allahü teâlânın her irâdesinin ve her tecellîsinin sebebini ve hikmetini anlamak, kullar için çok zemân mümkin olmaz.


Emekli tümgeneral

Hayri Aytepe

(Tam İlmihâl Se`âdet-i Ebediyye,sf:707-708)

KADER HAKKINDA

İmam Begavî (rahimehullah) buyurdular:

Kader, Allahu teâlânın esrarından bir sırdır.Bu sırra bir mukarreb melek ve nebiyyi  mürsel ıttıla hâsıl etmedi. Bu sır ile meşgul olmak,bundan bahs etmek caiz değildir. Cümle halk Allahu teâlânın mahlûku olup, bir kısmı şakî, bir kısmı saîddîr. Bir kimse hazreti Alî'ye (radıyallahü anh), bana kaderden haber ver,dedikte, cevâbında buyurdu ki: "Kader karanlık bir yoldur, bunda yürüme!" Sâil [soran] suâli tekrâr edince: "Kader derin bir denizdir" buyurdu. Sâil [soran] tekrâr suâl edince: Kader, Allahu teâlânın sırrıdır,bu sırrı senden gizlemiştir" buyurdular.

Mütercim: (Hüseyn Hilmi Işık rahmetullahi aleyh)

KADER NEDİR ?

Kazâ ve kader mes'elesinde hayret çok olduğundan,kazâ ve kadere tealluk eden suâl ve cevâblar bir takım evhâm ve hayaller tevlîd etmek istidâdında bulunduğundan birkaç çeşit ifâdeler ile beyân etmek isterim. Tâ ki muhâtab her nev'i kelâma göre bir şeyler anlasın ki,mes'ele tam bir vuzûh ile inkişâf etsin.

Kader, ezel-i azâlde [ezellerin ezelinde] ileride vâkı' olacak vâkı'alara olacağı gibi ilm-i ilâhînin teallukundan ibârettir.

Hâlık-ı kâinat celle celâlühü halk buyurduğu şeyleri [onların öyle yapacaklarını] bilmiş de halk etmiş, işte bu ilim kaderdir.

Kader îlm-i ilâhînin, kâinâtın hılkatından evvel kâinâtı,halk edeceği keyfiyete olacağı gibi teallukundan ibârettir.

Mâdem ki hâlıktır,mahlûkata elbette âlimdir. İşte bu ilim kaderden ibârettir.

Ehl-i sünnet vel-cemâat kadere îman etmiş ve kadere îmanı erkân-ı îmandan [imanın esaslarından] ad eylemiştir.Ya'ni kadere îman etmez ise, mümin değildir dediler.
Kaderin hayrı ve şerri,tatlısı ve acısı Allahu teâladandır.Zirâ kader,bildiği şeyleri îcâd ve ihdâs demektir.

(Seyyid Abdülhakîm Arvâsî kuddise sirruh)