İFTÂR DUÂSI

İFTÂR DUÂSI

İftâr duâsıdır, efendim. 
Çünki, Resûlullah (sallalahu teâlâ aleyhi ve sellem) efendimiz buyurdular:
"Allahümme leke sumtü ve alâ rızkıke eftartü. Zehebez-zama' vebtelleti'l-uruk ve sebete'l-ecri inşaallahu teâlâ"

HASTANIN ORUCU

"Hasta, hastalığının artacağından korkarsa, yahud iyileşmesi gecikecekse, yahud uzuvlarından (organlarından) biri, zann-ı gâlibine göre hasara uğrayacaksa oruç tutmaz.
Zann-ı gâlib ise, alâmet, işâret ve tecrübe ile olur.. Başka bir hastada aynı hastalık bulunmakla veya müslüman mütehassıs (tabîb-i müslim-i hâzık) bir doktorun veyâ hâli mechûl olan bir uzman doktorun söylemesi ile oruç tutmayabilir. Uzman olmayan bir doktorun demesiyle orucunu bırakmaz."
(Dav'üş-Şems, sf 386)

KÂİDE

KÂİDE

Kâidedir, efendim;
"mücâvir kubh, meşruiyyeti ortadan kaldırmaz"
Yani;
Sıfattaki ârıza, aslı ortadan kaldırmaz.
Misâl?
Seferde oldukça, müsâfirin oruç tutmaması mübahtır. Sonra kaza eder. Hastalık sebebiyle veya başka bir ciddi sebeble oruç tutmayan gibidir. Bu seferin tâat, ibâdet seferi olmak şart değildir. Hattâ günâha sebeb olan sefer bile olsa, yine oruç tutmaması mübah olur.

RUHSAT

Ruhsat; tâat işlemek içindir, günâh işlemek için değil.

CENNET KAPISI

CENNET KAPISI

Resûlullah (sallallahu teâlâ aleyhi ve sellem) Efendimiz buyurdular;
"Gök kapıları ve Cennet kapıları Ramazân-ı şerîfin ilk gecesinde açılır ve son gecesine kadar bir daha kapanmaz"

Ey kardeşim!
Yüzünü Cennet'ten çevirme!
Bu fırsatı kaçırma!
Ramazân-ı şerîfi mağfiret olunmana vesîle eyle!

MÜJDE

MÜJDE

Emîrü'l- mü'minîn Hazret-i Alî (kerremallahü vecheh) Efendimiz buyurdular ki;
"Allahu teâlâ ümmet-i Muhammed'e azab etmek isteseydi, onlara Ramazân-ı şerîfi ve Kulhüvallahu ehad'i vermezdi"

RİYÂ

RİYÂ
Resûlullah (sallallahu teâlâ aleyhi ve sellem) Efendimi buyurdular:
"Oruçta riyâ olmaz. Çünkü Allahu teâlâ, oruç benim içindir, karşılığını ben veririm buyuruyor"

ZEKAT

ZEKAT
İbni Abbas (radıyallahu teâlâ anh) hazretleri Resûlullah (sallallahu teâlâ aleyhi ve sellem) efendimizden naklen bildirdi:
Resûlullahtan işittim. Buyurdu ki;
"Her şeyin zekâtı vardır. Bedenin zekâtı da oruçtur."

İHSÂN-I İLÂHÎ

İHSÂN-I İLÂHÎ

Rivâyet olunur ki;
Kıyâmet günü, İsrâil oğullarından Allahu teâlâya dörtyüz sene ibâdet eden biri ve bu ümmetten kırk sene ibâdet eden biri getirilir ve bu ümmet-i Muhammed'den olanın sevabı onun sevabından çok olur.
İsrâilî der ki;
"Yâ Rabbi! Sen âdilsin, ama onun sevâbının benimkinden çok olduğunu görüyorum."
Allahu teâlâ;
"Sen dünya azabından korkup ibâdet ediyordun (eski ümmetlerde günahın cezası dünyada da görülüyordu). Ümmet-i Muhammed ise dünyâ azabından korkmadan ibâdet ediyordu (ya'ni zorlama olmadan isteyerek, severek ibadet ediyorlardı) Çünki ümmet-i Muhammed için Enfâl sûresi 33. âyet-i kerîmesinde (sen onların içinde iken Allah onlara azab etmez ve onlar mağfiret dilerken de Allah onlara azab edici değildir.)
buyuruyor.
Onlar bu sebeble hala ibâdet ettikleri ve ibâdete devam ettikleri için sevabları daha çok oldu."
buyurur.
(Dav'üş-şems, sf 403)

KALKAN

KALKAN
Resûl-i Ekrem (sallallahu teâlâ aleyhi ve sellem) Efendimiz buyurdular;

"Oruç kalkandır; yalan ve gıybet ile yırtılmadıkça"

Ya'ni, oruçlu kimse dedikodu, gıybet ederse, bu Cehennem'den koruyan kalkanı, kendi eliyle, diliyle, fiiliyle yırtmış olur.

Bu hadîs-i şerîfte yalanın ve gıybetin haram olmasına ve oruçlunun bundan çok sakınmasında dedlil vardır. Bu ikisini zikr etmesinin sebebi, oruçlu, oruçsuz kim olursa olsun, bu ikisi daha çok vâki' olmasındandır"

(Dav'üş-şems, sf 410)

Çeşme-i Muhabbet

Buradaki ses, mânevi ulûların sesidir.
Na ehle Pınar, ehline feyzû nûr çeşmesidir.
Kalb destini boş getir, doldurmak istersen
KORKMA! Bitmez; Nehri, Arvâsın deresidir.