SÂLİHLERİN HÂLLERİ
Size bir evlad-ı resûlün (sallallahu teâlâ aleyhi ve sellem), ilmi ile âmil bir âlimin hayatından bir kesiti, torunundan nakledeyim istedim.
İstedim ki, gönlünüzde bir "muhabbet kıvılcımı" çaksın, yahud muhabbet ateşiniz hârlansın.
...
"Efendi babam, tabağına gayet az yemek alır, sünnetler ve (bu yemeği sevdim, biraz daha koyun) derdi.
Ekmeği, tabağın içinde bölerek keser, kırıntıların tabağın içine düşmesini sağlarmış.
Yemek arasında su içer, ağzında lokma varken su içmez, yemekten sonra 2 saat yalnız çay içermiş.
Sabunu, elinde ileri geri köpürtür, sabunu bırakır, köpüğü eline bulaştırırmış. (kaynak annem)
Dedemin sofrasında, sofraya yemek gelir, dedem silsileyi (silsile-i aliyye-i nakşibendî-i müceddîdî hâlidî) okur, bizler dinlerdik. Bitince besmele çekip yemeğe başlardık.
Yemek duası yapılır, sofradan kalkılır, akşam namazını müteakib, dedem ayağa kalkar
(Kur'an-ı kerîmleri getirin) buyururdu. Kitabımızı alıp oturana kadar, dedem ayakta bekler, Vâkı'a sûresini okur, biz tâkib ederdik.
Okuma bitince, dedem ayağa kalkar (Kur'an-ı Kerîmleri kaldırın) derdi. Kur'ân-ı Kerîmleri yerine koyuncaya kadar ayakta ta'zim ile dururdu. Sol elimiz sayfanın yazısız yerinde olur, sağ elimizle kağıt uçakla (kağıttan sayfa ayracı sanırım) takib ederdik. Yazı üstüne asla el değdirtmezdi."
...
Kıymetli kardeşim!
Bu satırları okuduktan sonra, gönlünde bir hayranlık, bir ülfet oluştu ise, ne mutlu sana!
Bil ki, sünnet-i Resûlullaha (sallallahu teâlâ aleyhi vesellem) hayranlık ve salihlere muhabbetten nasiblisin.
Allahu teâlâ hayranlık ve ülfetini ziyade eylesin. Amin.