Nasr Bin Ahmed, şimdiki Özbekistan ve Tacikistan adıyla anılan Buhara diyarında hüküm süren Sâmânî Devleti Hükümdârlarındandır. 864 tarihinde doğdu, 892’de Buhara’da vefat etti. İran’da sapık îtikâd ve akımlara karşı Ehl-i sünneti müdâfaa etti. Sünnî itikadının Horasan ve Mâverâünnehr bölgelerindeki hâkimiyetlerini kuvvetlendirdi. Sarayında İslami ilimler tedris edilir ve âlimler yetiştirilirdi...
TOPRAK ÜSTÜNDE NAMAZ!..
Samanîler dönemi, Tacik milletinin başlangıcı olarak kabul edilir. Egemenlikleri 102 yıl süren Samanîler topraklarını, Horasan, Taberistan, Kirman, Cürcan, Rey ve Maveraünnehir’e kadar yaymışlardır. Başkentleri Buhara, Semerkand ve Herat gibi kentler olmuştur.
Samanîler İslâmiyet’in yayılması için de büyük çaba sarf ettiler. Toprakları içindeki birçok topluluk İslâmiyet’e girmeye başladı. Tarihçilere göre Samanîlerin gayretleri ile o dönemde yaklaşık 200.000 Türk Müslüman oldu. Türklerin İslâma girişi gelecekte bölgeyi egemenlikleri altına alacak olan Gazneliler’in büyük bir hızla güçlenmesine ortam hazırladı...
Nasr Bin Ahmed, sert ve celalli bir hükümdardı. Bir cuma günü atına binerek cuma namazına gider. Mescide geldiğinde içeri girmeden, ikamet okunmaya başlar. Hemen atından iner ve mescidin dışında, kuru yer üzerinde namaza durur. Adamları her ne kadar seccade getirip orada kılmasını dilerse de o, asla iltifat etmeyip kum üzerinde namazını eda eder...
“İZZET VE İKRAMA KAVUŞTUM”
Aradan birkaç gün geçtikten sonra Nasr Bin Ahmed vefat eder, o zamanın din büyükleri; “Bu Bey tebaasına karşı sert idi, üzerinde mazlumların hakkı vardır, acaba Cenab-ı Hak nasıl muamele etti!..” diye düşündüler... Rüyalarında o Bey’i çok yüksek bir makamda gördüler. Kendisine, bu makama nasıl çıktığını sordular. Bey şöyle anlattı:
- Ruhum bedenimden ayrıldığı anda, Cenabı Hakka arz ettiler. Allahü teala da bana hitaben; “Sen, üzerinde çok mazlumun hakkı olan bir kimse idin. Lâkin filan gün cuma namazında atından inip benim için kuru yerde namaz kıldığın için, senin günahlarını affettim ve rahmet-i ilâhiyeme mazhar ettim” buyurdu. Elhamdülillah bu kadar izzet ve ikrama nail oldum, dedi...
İşte ömründe bir kerre ihlas ile secde etmenin ehemmiyetini buradan da anlamalıdır...