MÜZEKK-İN NÜFUS DERSLERİ
Talip uykusundan uyanınca, bâtınını Hak teâlâ hazretlerine yöneltmeli ve fikrini Allâhu teâlânın emirlerine sarf eylemeli ve Allâhu Teâlâ’dan gayrısına fikrini döndürmemelidir. Uyanır uyanmaz, dilini Hakkın zikriyle meşgul etmelidir. Zira, sadık müritler küçük bir çocuğa benzerler. Çocuklar, bir şeye istekli olarak uyurlarsa, o şeye istekli olarak uyanırlar. Talip de tıpkı onun gibi, muhabbet ettiği üzerinde; uyurken, uyanınca ve hatta kıyamete kadar sabit olmalıdır. Nitekim, Aleyhissalâtü vesselam efendimiz: “Nasıl yaşarsanız, öyle ölürsünüz. Nasıl ölürseniz öyle dirilirsiniz.” buyurmuşlardır.
Sadık müritler, uyandıkları zaman maksatlarının ne olduğuna bakmalı ve dikkat etmelidir. Zira, kıyamet gününde de kabirden maksadı ve muradı ne ise ona göre kalkılır. Eğer, onun maksadı Allahu teâlâ hazretlerine ise ne âlâ ne hoş! Eğer, maksadı ve kaygısı başka olursa, Ne’ûzü billah durumu müşkül olur. Zira, kul uyandığı zaman onun bâtını asıl fıtratın (Yaratılışın) temizliği üzerine uyanır. Şu hâlde, talip olanlar bâtınlarını, Allahu Teâlâ’dan başka bir şeyle meşgul etmemelidirler, ki yaratılışlarının nuru kendisinden gitmesin.
Talip uykusundan Allâh’ı zikir üzerine uyanmalı ve gönlünü Allah’a yöneltmeli başka şeylerin zikrinden korkmalıdır. Bâtını böyle olanlara ilâhi nurlar gelir, içleri bu nurla temizlenir. Böylelikle gönlünde ilâhi koku ve esintiler oluşur. Talip üzerine ilahi nur dökülmüş olarak uyanırsa şu duayı okumalıdır:
“Şükür, hamd ve senâ, öldükten sonra bizi dirilten, ruhlarımızı iade eden Allah’adır. Öldükten sonra tekrar dirilten ve mahşerde toplayıp hesaba çeken Allah’a hamd ve senâ ederiz.”
Sonra, kalkıp derhal abdest almalı ve gecenin sonuna kadar ya namaz veya zikrullah ile meşgul olmalıdır. Sonra, yine abdest almalı ve sabah namazına kadar birkaç rekât namaz daha kılmalıdır. Sabah ezanı okunmaya başlayıp müezzin ALLAHU EKBER deyince, müezzinle birlikte ALLAHU EKBER demeli ve ikinci ALLAHU EKBER arasında, şu duayı okumalıdır:
“Allahümme yâ ehlel kibriyâi vel-azameti ve yâ müntehel ceberûti vel izzeti yâ veliyyel avni vel kudreti yâ mâlik ed dünya vel âhireti semi'nâ ve atâ'nâ gufraneke rebbenâ ve ileykel masiyr.
(Ey azamet ve kibriyâ ehli, ey Ceberut ve izzetin müntehası, ey yardım ve kudretin sahibi, ey dünya ve âhiretin mâliki olan Allahım! İşittik, itaat ettik, gufranını niyaz ediyoruz ey Rabbimiz! Dönüş, ancak sanadır)
Müezzin, ikinci defa ALLAHU EKBER deyince yine birlikte söylemeli, ezanın devamı müddetince müezzine kulak vermeli ve o ne söylerse aynen tekrar etmelidir. Ezan tamamlanınca, ezan duasını okumalı, eğer sünnet kılınacak vakit olmuşsa kalkıp sabah namazının iki rekât sünnetini kılmalı, birinci rekâtında KUL YA EYYÜHEL KÂFÎRUN ve ikinci rekâtta Fatiha’dan sonra KUL HÛVALLAHU EHAD sûrelerini okumalı ve daha sonra yedi veya on yedi kerre şu duayı okumalıdır: “Estağfirullâhe li zenbi fe sübhanallahi bi hamdi Rabbi.”
Daha sonra, aleyhissalâtü vesselâm efendimizin sabah namazlarının sünneti ile farzı arasında okudukları bu duayı okumalıdır:
(Duayı, sonraki ÜÇ derste vereceğiz İnşallah.)
SABAH NAMAZLARININ SÜNNETİ İLE FARZI ARASINDA OKUNACAK DUALAR
(Aleyhissalâtü vesselâm efendimizin sabah namazlarının sünneti ile farzı arasında okudukları dualar)
Allahım Efendimiz Muhammed’e ve onun âline salât eyle!
Allahım! Senin fazl-ı kereminden, gönlümü sana bağlayacak darmadağınık hâlimi bir araya toplayacak, dağınık işlerimi birbirine yaklaştıracak, benden fitneleri defedecek, dinimi islâh, bâtınımı muhafaza edecek, zâhirimi yükseltecek, amelimi temizleyecek, yüzümü ağartacak, bana rüşdümü ilkâ edecek ve beni bütün kötülüklerden koruyacak bir rahmet isterim.
Allahım! Senden bir daha küfre düşmeyecek şekilde sâdık ve yakînî bir iman, beni dünya ve âhirette lutûf ve kereminin en yüksek mertebesine ulaştıracak olan bir rahmet istiyorum.
Allahım! Senin fazlından, kazalarda sabır ve kurtuluşu, şehidlerin mertebelerini, iyilerin yaşayışını, düşmanlara karşı gâlib gelmeyi ve Peygamberlerine arkadaşlığı isterim.
Allahım! Her ne kadar görüşüm kısa, amelim zayıf ve noksan da olsa, ihtiyacımı sana arz ediyorum. Ben senin rahmetine muhtacım.
(Aleyhissalâtü vesselâm efendimizin sabah namazlarının sünneti ile farzı arasında okudukları dualar)
Ey bütün işleri görüp gönüllere şifâ veren Allahım! Kudretinle, yan yana iki denizi birbirine karıştırmayıp aralarını ayırdığın gibi; beni de Cehennem azabından, helak oldum diye bağıranların kötü akıbetinden ve kabirlerin fitnesinden uzaklaştırıp korumanı istiyorum.
Allahım! İstemeye görüşümün yetişmediği, ulaşmaya amelimin zayıf kaldığı, niyetimin ve arzumun ulaşamadığı, kullarından herhangi birine vaad yahut vermeyi murâd ettiğin her türlü hayrı, candan arzular ve onları senden isterim, Ya Rabbelâlemin!
Allahım! Bizi haktan sapan ve saptıranlardan değil, hidayette olup hidayete vesile olanlardan, düşmanlarınla harb halinde, dostların için bir selâmet olan, insanları senin için seven ve halktan sana isyan edenlere de senin için düşmanlık eden kullarından eyle.
(Aleyhissalâtü vesselâm efendimizin sabah namazlarının sünneti ile farzı arasında okudukları dualar)
Allahım! Ben gücümün yettiği kadar sana duâ ediyorum. Kabul et. Kabul Sendendir. Elimden gelen budur. Güven ve teslimiyetim sanadır.
Biz Allah içiniz, O’na döneceğiz. Kudret ve kuvvet ancak sağlam Kur’an ipinin ve doğru işin sahibi yüce Allah’a âittir.
Allahım! Senden, kıyâmet gününde emniyeti, ebedî günlerde de ahdini yerine getiren, çokça rükû ve secde eden, huzuruna yaklaştırdığın ve kabül buyurduğun sevgili kullarınla beni Cennete koymanı dilerim.
Gerçekten sen çok acıyan ve çok sevensin; dilediğini yaparsın. Ey İzzet ridâsına bürünüp herkese gâlip olan Allahım! Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim. Ey ululuk ridâsına bürünüp te onunla kullarına lutf eden Allahım! Seni noksan sıfatlardan takdis ederim. Tesbih ve takdisi ancak kendisine lâyık olan Allah’ı tesbih ederim. Sonsuz ihsan ve nimet sahibi Mevlâyı tenzih ederim. Lütuf ve kerem sahibi Allah’ı takdis ederim. Her şeyi ilmiyle bilip sayan Allah’ı her türlü noksanlıklardan tenzih ederim.
Allahım! Kalbime bir nûr ver. Kabrimde, kulağımda, gözümde, saçımda, tenimde, etimde, kemiğimde, kanımda, önümde, arkamda, sağımda solumda, üstümde, altımda benim için nur yarat. Allahım, nurumu artır, bana nur ver. Benim için nur yarat!”
Bu duaya devam edenlerin hiç birisinin asla mahrum kalmadıkları ve kalmayacakları hususunda bütün meşâyih ittifak etmişlerdir.
(Dualar Bölümünün Sonu)
[Eşrefoğlu Abdullah Rumi hazretleri]