REŞHA-140: Buyurdular: Na'râ vurmak gaflet alâmetidir. Zirâ sâlik ma'nâya erişip huzur hâsıl edince, na'râ vurmaz. Eğer her zaman hâzır olsa hiç na'râ vurmaz. Belki devamlı huzûr ve âgâhı, fenâ ve şuursuzluğu mûcibdir. O makamda na'râ vurmak olmaz. Na'râ vuran, ateşe atılmış yaş ağaç gibidir. Onda yaşlıktan eser [su] oldukça, ateşte ses çıkarır.
Beyt:
Köpüklenip taşıp, atma kapağını ey derviş,
Ne kadar kaynasan da, sabret, kemâle eriş.
Ruba'î:
Aşkın evâilinde çok ahü zâr eylerdim,
Komşuyu uyutmazdım, ne akşam, ne de sabah,
Yandıkça aşk nârına, ah azalsa aceb mi?
Taze odun yandıkça, duman azalır her gâh.
[Reşahât,sf: 266-267]